Önderlik

Kutsal Kitap’a Göre Diyakon Olmak İçin Gereken Özellikler ve Diyakonların Sorumlulukları

Makaleler
07.27.2021

Kim diyakon olmalıdır? Kutsal Kitap diyakonların görevlerine dair ne diyor?

KUTSAL KİTAP’TAKİ İKİ FARKLI KİLİSE GÖREVİ: İHTİYARLAR VE DİYAKONLAR

Kilisede diyakonluk göreviyle ihtiyarlık görevini birbiriyle karşılaştırmak bu soruları cevaplandırmamıza da yardımcı olacaktır. Yeni Antlaşma’da kilise topluluğunun birincil ruhsal önderleri, aynı zamanda gözetmen veya pastör olarak da adlandırılan ihtiyarlardır. İhtiyarlar Tanrı’nın Sözü’nü öğretir veya vaaz eder ve gözetimleri altındakilere çobanlık ederler (Ef. 4:11; 1. Tim. 3:2; 5:17; Tit. 1:9; İbr. 13:17). Aynı zamanda diyakonlar da yerel kilisenin yaşamında ve sağlıklı olmasında hayati bir role sahiptirler ancak onların rolü ihtiyarlarınkinden farklıdır. Kutsal Kitap’a göre diyakonların rolü, kilisenin fiziki ve lojistik ihtiyaçlarıyla ilgilenmektir. Bu sayede ihtiyarlar da kendi birincil çağrılarına odaklanabilirler.

Aradaki bu farkın temeli, Elçilerin İşleri 6:1-6’da gördüğümüz modele dayanmaktadır. Elçiler kendilerini “duaya ve Tanrı sözünü yaymaya” adamışlardı (4. ayet). Birincil çağrıları bu olduğundan dolayı, elçilerin rahatlıkla kendi görevlerine devam edebilmeleri için, gündelik sorunlarla ilgilenmek üzere yedi adam seçilmişti.

Burada gördüğümüz iş bölümü, ihtiyarlık ve diyakonluk görevleri arasındaki iş bölümüne benzemektedir. Elçiler gibi ihtiyarların da öncelikli rolü Tanrı Sözü’nü vaaz etmektir ve seçilen yedi kişi gibi diyakonların hizmetiyse, toplulukta baş gösteren gündelik ihtiyaçlara yöneliktir.

DİYAKON OLMAK İÇİN GEREKENLER

Diyakon olmak için gereken şeylerin geçtiği tek metin, 1. Timoteos 3:8-13’tür. Bu metinde Pavlus, diyakon olmak için gerekenlere ilişkin resmi ancak çok da teferruatlı olmayan bir liste sunmaktadır. 

1.Timoteos 3’te gördüğümüz diyakon olmak ve ihtiyar/gözetmen olmak için gerekenler arasındaki benzerlik çarpıcıdır. İhtiyarlar gibi diyakonların da herhangi bir bağımlılığa sahip olmamaları (3. ayet), aç gözlü olmamaları (3. ayet), ayıplanacak bir yanları olmamalı (2. ayet), tek karılı olmaları ve evini ve çocuklarını doğru bir şekilde yöneten kişiler olmaları gerekmektedir (4-5. ayetler). Dahası, gerekenler listesinin odak noktası görev verilecek kişinin ahlaki karakteridir. Bir diyakon olgun ve eleştirilecek yönü olmayan biri olmalıdır. İhtiyar ve diyakon arasındaki temel fark bu kişilerin armağanlarında ve çağrılarında yatar, karakterlerinde değil.

Pavlus, 1. Timoteos 3:8-12’de diyakon olmak için gereken dokuz maddeyi sıralar:

    1. Ağırbaşlı (8. ayet): Bu terim onurlu, saygın, hatırı sayılır veya değerli anlamında kullanılır ve “saygın” kelimesiyle yakından bağlantılıdır. Saygınlık, diyakonluk için gerekli görülen özelliklerden biridir. (1. Timoteos 3:2)
    2. Özü sözü ayrı değil (8. ayet): Özü sözü bir olmayan kişiler birine bir şey söylerken, diğerlerine başka bir şey söylerler ya da bir şey söyler ama o şeyle başka bir şey ima ederler. Böyle kişiler iki yüzlü ve samimiyetsizdirler. Sözlerine güvenilemediği için, kendileri de güvenilir insanlar değildirler.
    3. Şarap düşkünü değil (8. ayet): Eğer bir kişi şarap veya başka bir içkiye bağımlıysa, diyakonluk görevine gelemez. Böylesi bir kişide özdenetim eksiktir ve disiplinsiz biridir.
    4. Para sevgisinden uzak (8. ayet): Bir kişi para tutkunuysa, diyakon olmaya uygun değildir. Çünkü diyakonlar özellikle genelde kilisenin finansal meseleleriyle ilgilenmektedirler.
    5. Düzgün bir iman ve düzgün bir yaşam (9. ayet): Pavlus aynı zamanda diyakonlar, “temiz vicdanla imanın sırrına sarılmalıdırlar” der. Pavlus, “imanın sırrı” ifadesini Müjde’yi kastederek kullanmaktadır (bkz. 1. Tim. 3:16). Bu ifade, diyakonların Müjde’ye sımsıkı sarılmaları gerektiğini söylemektedir. Ancak bu gereklilik, sadece kişinin inançlarıyla ilgili değildir. Nitekim kişi bu inançlara “temiz vicdanla” sarılmalıdır. Bu da, diyakonun eylemlerinin kendi imanıyla tutarlı olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
    6. Eleştirilecek yönü olmamalı (10. ayet): Pavlus diyakonlarla ilgili şunu yazar: “Önce denensin; eleştirilecek bir yönleri yoksa görev alsınlar.” (10. ayet) “Eleştirilecek yönü olmamak”, kişinin genel karakterine dair bir terimdir. Pavlus burada deneme şekliyle ilgili detay vermiş olmasa da, en azından aday kişinin geçmişi, saygınlığı ve teolojik görüşleri değerlendirilmelidir. Ayrıca topluluk kişinin yalnızca ahlaki, ruhsal ve doktrinsel olgunluğunu değerlendirmekle kalmamalı, aynı zamanda kişinin kilisedeki hizmet geçmişine de bakmalıdırlar.
    7. Tanrı’yı izleyen bir eş (11. ayet): 11. ayette diyakonların eşlerinden mi yoksa bir kadın diyakondan mı bahsedildiği tartışmalı bir konudur. Bu noktada bizler bir eşten bahsedildiğini varsayacağız. Pavlus’a göre diyakonların eşleri de aynı şekilde “ağırbaşlı olmalı; iftiracı değil, ama ölçülü ve her bakımdan güvenilir olmalı”dırlar (11. ayet). Eş de, kocası gibi ağırbaşlı ve saygın olmalıdır. İkinci olarak da iftiralar atan veya dedikodular yayan bir kişi olmamalıdır. Diyakonun eşi de ağırbaşlı ve sakin olmalıdır. Bu da, doğru yargılarda bulunabilmesi ve kendisini onu doğruluktan alıkoyacak hiçbir duruma sokmaması gerektiği anlamına gelir. Son olarak da bu eş, “her bakımdan güvenilir olmalı”dır. (krş. 1. Tim. 5:10). Bunun anlamı ihtiyarlar gibi eşin de “ayıplanacak bir yanı” olmaması (1. Tim. 3:2; Tit. 1:6) ve diyakonlar için de geçerli olduğu gibi “eleştirilecek bir yönü” olmaması gerektiğidir (1. Tim. 3:10).
    8. Tek karılı (12. ayet): Bu çetin ifadenin en iyi yorumu, bunu kocanın karısına olan sadakati şeklinde yorumlamaktır. Koca, “tek bir kadının adamı” olmalıdır. Yani adamın hayatında duygusal veya fiziksel anlamda yakınlık gösterdiği hiçbir kadının olmaması gerekir.
    9. Çocuklarını ve evlerini iyi yöneten kişiler (12. ayet): Bir diyakon, karısının ve çocuklarının ruhsal önderi olmalıdır.

Genel anlamda, ahlaki bir gereklilik ihtiyarlar için listelenmiş ancak diyakonlar için listelenmemiş bile olsa, bu gereklilik hâlâ diyakonlar için de geçerlidir. Aynısını diyakonlar için yazılmış ancak ihtiyarlar için yazılmamış gereklilikler için de söyleyebiliriz. Örneğin bir diyakonun özü sözü ayrı olmamalıdır (8. ayet). Pavlus bunu ihtiyarlar için net bir şekilde söylememiştir ancak şüphesiz bu ihtiyarlar için de geçerlidir. Çünkü Pavlus, ihtiyarın “ayıplanacak bir yönü” olmaması gerektiğini söylemiştir ve bu, özün ve sözün ayrı olmaması yönündeki gerekliliği de kapsamaktadır.

Yine de, bu iki görev için gereken özellikler arasındaki farklara bakmalıyız çünkü bunlar ya bu kişinin sahip olduğu görevi daha iyi yerine getirebilmesi için gereken belli bir özelliğe ya da Pavlus’un bu mektubu yazdığı kişilerin bulunduğu yerde karşılaşılan bir soruna atıf yapmaktadır (burada söz konusu yer Efes’tir). Bu nokta, bizler diyakonun sorumluluklarına değindikçe daha da anlaşılır bir hale gelecektir.

DİYAKONLARIN SORUMLULUKLARI

İhtiyarlık görevi günümüz kiliselerinde sıklıkla görmezden gelinirken, diyakonluk göreviyse sıklıkla yanlış anlaşılmaktadır. Yeni Antlaşma’ya göre, diyakonun rolü esasında bir hizmetkâr olmaktır. Kilisenin lojistik ve fiziki destek için diyakonlara ihtiyacı vardır, öyle ki, ihtiyarlar da Tanrı Sözü’ne ve duaya odaklanabilsinler.

Yeni Antlaşma diyakonların rolüne dair pek fazla detay vermemektedir. 1. Timoteos 3:8-12’de verilen gereklilikler listesi, diyakonun karakterine ve aile yaşantısına odaklanmaktadır. Ancak bunun yanında, ihtiyarlık görevi için gerekenlerle diyakonluk görevi için gerekenleri karşılaştırdığımızda, diyakonların rolüne ilişkin bazı ipuçlarının olduğu da görülecektir. Bunların çoğu benzer şeyler olsa da, bazı dikkate değer farklar da vardır.

Belki de ihtiyarlar ve diyakonlar arasındaki en çok öne çıkan fark, diyakonların “öğretmeye yetenekli” olmalarının gerekmemesidir (1. Tim. 3:2). Diyakonlar imana temiz bir vicdanla “sarılmaya” çağrılmıştır ancak bu imanı “öğretmeye” çağrılmamıştır (1. Tim. 3:9). Bu bize diyakonların kilisede öğretme konusunda resmi bir role sahip olmadıklarını göstermektedir.

İhtiyarlar gibi diyakonlar da evlerini ve çocuklarını iyi bir şekilde yönetmelidirler (1. Tim. 3:4, 12).  Ancak Pavlus diyakonlardan bahsederken, evin yönetilmesiyle Tanrı’nın kilisesine göz kulak olunmasını karşılaştırdığı kısmı atlamaktadır (1. Tim. 3:5). Bunu atlamasının temelinde de yüksek ihtimalle şu gerçek yatmaktadır: yönetme veya önderlik etme görevi diyakonlara değil, pastörlere verilmiştir.

Pavlus bir kişinin diyakon unvanı verilmeden önce denenmesi gerektiğini söylemiş olsa da, kişinin yeni bir imanlı olmaması gerektiğine dair bir şey söylememiştir. Ancak Pavlus, eğer ihtiyar yeni bir imanlıysa, “gurura kapılıp İblis’in uğradığı yargıya uğrayabilir” diyor (1. Tim 3:6). Bu farkın sebebi ihtiyarlık görevinde olan kişilerin kibir günahına düşme ihtimallerinin daha fazla olması olabilir çünkü bu kişiler kiliselerinin önderliğini ellerinde bulundurmaktadırlar. Bunun aksine, daha çok hizmetkârlık rolüne sahip olan diyakonların günaha düşme ihtimalleriyse bu kadar değildir. Son olaraksa “gözetmen” unvanı (1. Tim. 3:2) genel olarak topluluğun ruhsal sağlığını gözetmeyi ifade ederken, “diyakon” unvanı hizmetkârlık odaklı bir görevi ifade etmektedir.

Gereken özellikler arasındaki bu farklılıklardan çıkarabildiklerimizin ötesinde, Kutsal Kitap diyakonların rolünü çok net bir şekilde açıklamamaktadır. Ancak Elçilerin İşleri 6. bölümdeki elçiler ve Yedi Yardımcı örneğine baktığımızda şunu görebiliyoruz: hizmetkârlar olarak diyakonların görevi, ihtiyarların kiliseye çobanlık etmeye ve öğretmeye yönelik özel çağrılarını en iyi şekilde yerine getirebilmelerine yardımcı olmak için ne gerekiyorsa yapmaktır. Elçilerin Yedi Yardımcı’ya sorumluluklar vermesi gibi, ihtiyarlar da diyakonlara belli görevler verirler. Böylece başka konulara odaklanabilirler. Sonuç olarak her yerel kilise, diyakonların görevlerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirlemekte özgürdür.

Peki günümüzde diyakonların sorumlu oldukları bazı görevler nelerdir? Öğretiş ve çobanlıkla ilgisi olmayan herhangi bir şeyden sorumlu olabilirler. Bu sorumluluklar şunları kapsayabilir:

  • Kilise binasıyla ilgili sorumluluklar: Diyakonlar kilise arazisinin ve binasının idaresinden sorumlu olabilirler. Buna tapınma alanının müzisyenler için hazırlanması, temizliğin yapılması veya ses sisteminin ayarlanması dahil olabilir.
  • Yardım hizmetleri: Elçilerin İşleri 6:1-6’da dullara günlük yardım sağlanması gibi, diyakonlar genel olarak ihtiyaç sahiplerine maddi olarak veya farklı şekillerde yardım sağlayabilirler.
  • Finansal sorumluluklar: İhtiyarlar kilisenin finansal durumunu gözetim altında tutmalıdırlar (Elç. 11:30) ancak günlük konuları diyakonlara bırakmaları doğru olacaktır. Buna ondalık ve bağışları toplamak ve saymak, kayıtlarını tutmak vb. sorumluluklar dahildir.
  • İbadete hazırlık: Diyakonlar litürji kağıtlarını dağıtmaktan, topluluğu kilise salonuna yerleştirmekten ve Rab’bin Sofrası için gereken şeyleri hazırlamaktan sorumlu olabilirler.
  • Lojistik sorumluluklar: Diyakonlar, ihtiyarların öğretişe ve çobanlığına odaklanabilmeleri için, onlara her şekilde yardıma hazır bulunmalıdırlar.

SONUÇ 

Kutsal Kitap, kiliseye öğretme ve önderlik etme görevlerini ihtiyarlara verirken, diyakonların rolü daha çok hizmetkârlığa yöneliktir. Yani diyakonların görevi kilisenin fiziki ve gündelik ihtiyaçlarıyla ilgilenmektir. Diyakonlar bu işlerle ilgilenerek, çobanların topluluktaki ruhsal ihtiyaçlara rahatlıkla odaklanabilmelerini sağlarlar.

Ancak diyakonlar topluluğun ruhsal önderleri olmasalar bile, karakterlerinin çok büyük bir önemi vardır. Bu nedenle de değerlendirmeden geçirilmeli ve 1. Timoteos 3’te belirtilen kıstaslara tabi tutulmalıdırlar.


Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.

etiketinden daha fazlası için