Birlikte Yaşam
Danışmanlık Sürecini Ne Zaman Sonlandırmalısınız?
Bir pastör veya danışman olarak, danışmanlık yapmayı nasıl ve ne zaman bırakmanız gerektiğini biliyor musunuz? Danışmanlık sürecini sonlandırıp sonlandırmamaya karar karar vermeye çalışırken, muhtemelen -biraz rahatsızlık duyarak- fark edeceksinizdir ki, gelen her sorun çözülmüş değildir. Kişinin daha fazla büyüme ihtiyacını veya kişinin düzenli olarak danışmanlık almaya devam etme isteğini hissedeceksinizdir. Ancak bunlar danışmanlığı sürdürmek için yeterli nedenler değildir. Danışmanlığı ne zaman sonlandırmanız gerektiğini anlamak, her zaman bolca bilgelik gerektiren bir muhakeme eylemidir. Danışmanlık sürecini sona erdirme kararı bazen nettir ancak çoğu zaman böyle olmaz.
En iyisi, danışmanlığı sonlandırma kararını bazı net ölçütlerle birlikte enine boyuna düşünmektir. Bu noktada şu iki olumlu ve dört daha az hoş olan göstergeyi göz önünde bulundurun.
- Kişi problemini anlar ve üstesinden gelecek donanıma sahiptir.
Danışmanlığı bitirmek için en iyi gösterge, kişinin sorunlarına imanla yanıt verebilmek üzere yeterince donatılmış olması ve bunu devamlı bir şekilde yaptığını gösteren bir döngüye sahip olmasıdır. Belirtiler hafiflemiştir: depresyon eskisi kadar kötü değildir; karı koca barışmış ve güvenlerini yeniden inşa etmişlerdir; pornografiye kendini kaptırmış genç adam cinsel günahından önemli ölçüde uzaklaşmıştır. En başta görülen sorunun getirdiği baskı yaşamlarını artık alt üst etmiyordur. Ayrıca aniden, artık sizinle görüşmeye ihtiyaç duymamaya başlamışlardır. Üstelik siz de, onları ne kadar sevseniz de, artık danışmanlık için görüşme gereği duymuyorsunuzdur.
- Onlarla ilgilendiğiniz sırada, başka bir kişinin kendileriyle ilgilenmesinin daha etkili olduğu ortaya çıkar.
Yerel kilise bağlamında danışmanlık yapıyorsanız, bir danışanın yanında olmaları için diğer çiftlerden veya bireylerden yararlanıyor olacaksınızdır. Çoğu zaman bu diğer bireyler kişinin yüreğindeki sorunları ele almada sizden daha etkili olurlar. Bu, pastör veya danışman olarak sizin konumunuz için bir tehdit değil, aksine, kilisenin nasıl işlemesi gerektiğine dair bir işarettir. Başkalarının becerilerini göstermesi ya da sizin sahip olmadığınız bir fikre sahip olması sizi heyecanlandırmalıdır. Bunu böyle kabul ederseniz, bu kişileri onlarla ilgilenecek başka kişilere yönlendirmek en iyisi olabilir.
Ne yazık ki, her danışmanlık olumlu bir sonuçla sona ermez. Bazen farklı nedenler, başka danışmanlara veya başka ilgilenme türlerine geçişi zorunlu kılar.
- Hiçbir şey değişmiyor gibi görünüyordur.
Bir süre yardım etmeye çalıştınız ve hiçbir ilerleme yok gibi görünüyordur. En azından dışarıdan bakıldığında, değişmek için çabalamaktadırlar ancak baştaki sorun hâlâ onları rahatsız ediyordur. Hatta belki durum daha da kötüleşmiştir. Bu belki sizdeki bir anlayış veya beceri eksikliğinden ya da karşı taraftaki katı yüreklilikten, bilgisizlikten ya da diğer faktörden dolayı olabilir. Genellikle ikisinden de biraz vardır. Ama önemli olan şudur ki, hiçbir şey bir işe yaramıyor gibidir. Bu durum, o kişileri başka birisine yönlendirmek için iyi bir zamandır.
- Sorunlar üzerinde çalışmakla ilgilenmiyorlardır.
Danışanların zamanınızı temelde yakınmak, dedikodu yapmak ve şikâyet etmek için kullandıkları danışma zamanları olacaktır. Ancak Kutsal Yazılar’ı okumak, yürekteki niyetleri sorgulamak, günahla veya kendi şüpheleriyle yüzleşmek gibi zor işler söz konusu olduğunda, bunları yapmak istemezler. Bu kişiler buluşmalarınızda işin ağır kısmını sizin yapmanızı beklemektedirler. Ama insanlar aslında bir şey yapmayı reddediyorken, sadece danışmaya geliyorlar diye onlara “bir şey yapıyor” oldukları anlayışını kazandırarak hizmet edemeyiz. İnsanların çaba sarf etmedikleri halde, ettiklerini düşünerek kendilerini aldatmalarına izin vermeyin. Ev ödevlerini yapmıyorlarsa ve hazırladığınız soruları cevaplamaya ilgi göstermiyorlarsa, danışma süreci danışanın kendi iyiliği için sona ermelidir.
- Size güvenmiyorlardır.
Hatalarınızın acı verici bir şekilde belirgin olduğu durumlar da olacaktır. Belki de tam anlamadan bir konu hakkında konuşarak ya da hüsran dolu cevaplar vererek her şeyi berbat ettiniz. Randevuları unuttunuz ya da kişileri programınıza sığdıramadınız. Bildiğiniz şu iki şey, sizin için de geçerli: bir günahkârsınız ve bir insansınız. Sorunsa şu ki, sizin bir hatanız ya da kendi gerçekçi olmayan beklentileri yüzünden de olsa, size olan güvenlerini kaybettiler. Ne olursa olsun, insanlar size güvenmiyorlarsa, rehberliğinize yanaşmayacaklardır ve danışmanlığa son verme zamanı gelmiştir. Eğer kişiler kiliseden herhangi bir başkasına güvenmek istemiyorlarsa, bu aynı zamanda onlar için başka bir kiliseye geçme zamanının gelmiş olduğu anlamına da gelebilir.
- Sunabileceğinizden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.
Bazen kişilerin sorunu, sunabileceğinizden daha fazla zaman veya uzmanlık gerektirecek kadar şiddetlidir. Onlarla daha çok zaman geçirebilmeyi dilersiniz ama onlar sadece haftada bir saatlik bir konuşmadan daha fazlasına ihtiyaç duydukları için, bu şekilde diğer sorumluluklarınızı yerine getirmeniz imkânsız olacaktır. Örneğin, uyuşturucu bağımlılığı o kadar kontrolden çıkabilir ki, bununla mücadele eden kişiler doğrudan günlük müdahalelere ihtiyaç duyarlar. Belirli bir sorunu baştan sona anlayabilmek için daha fazla beceriye sahip olmayı dilersiniz ama durumun karmaşıklığını çözmek için gereken anlayış, beceri veya zamana sahip değilsinizdir. Şunu aklınızda bulundurun, üstesinden gelebileceğiniz limit, düşündüğünüzden çok daha yüksektir. Ancak bazı sıkıntıların ruhsal olarak çok karmaşık veya fizyolojik olarak çok derin hale geldiğini fark edip bundan dolayı daha fazla beceriye sahip birini aramamız gerektiğini kabul etmemiz gerekiyor. Amaç, kişileri başımızdan savmak değil, aksine, onlara ihtiyaç duydukları yardımı ulaştırmaktır.
Kişilere kilisede bir başkasını (başka bir pastör veya başka bir olgun imanlıyı) veya kilise dışındaki birini (etrafınızdaki bir danışman veya doktoru) önermek zorunda kalırsanız, bunu bir başarısızlık gibi görmeyin. Bazen onlarla ilgilenmenin en iyi yolu, kendileriyle yapılan işe sizin devam etmeniz değil, onları doğru yöne, onlara gerekli olan yeterli zaman ve dikkati verebilecek birine yönlendirmeniz olacaktır.
Bu göstergelerden herhangi biri sizin şu anki durumunuz için de geçerliyse, muhtemelen son bir görüşme yaparak danışmanlığa son verme zamanı gelmiş demektir. Bazı insanlar danışmanlığın sona ermesinden son derece mutlu olacaklardır. Başkalarıysa bundan dolayı oldukça telaş ve endişe duyacaktır. İkinci grup için, son görüşme bir kabus gibidir. Gerekenden çok daha uzun süre danışmanlık almak isterler ve hatta belki de nasıl daha fazla yardıma ihtiyaç duydukları konusunda sizinle tartışırlar. Siz bilgeliğinizi kullanarak (sabırsızlığınızı değil), bir şeylerin yavaşça son bulması gerektiği kanaatine vardıysanız, merhametli olmalı ve işleri sonuca vardırma yolunda ilerlemelisiniz. Gereğinden fazla muhtaçlık gösteren insanların tuzaklarının ya da baskılarının, yaptığınız danışmanlığın hızını ayarlamasına izin vermeyin. Onların endişelerini alçakgönüllülükle dinleyin, bu konuda dua edin ve sonra en iyi olana siz karar verin.
Editörün notu: Bu makale, Jeremy Pierre ve Deepak Reju’nun The Pastor and Counseling: The Basics of Shepherding Members in Need (Crossway, 2014) adlı son kitabından alınmıştır. İlk olarak Biblical Counseling Coalition’ın internet sitesinde yayınlanmıştır.
Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.