Vaaz & Teoloji
Refah Müjdesinin 5 Hatası
Yüz yıl önce, o zamanın en büyük kilise topluluğuna seslenerek Charles Spurgeon şöyle demiştir:
Bence herhangi bir Hristiyan’ın, yaşamını yalnızca daha da varlık sahibi olmak amacıyla sürdürmesi, Hristiyanlığa ve kutsallığa ters düşen bir şeydir. Şöyle diyeceğinizi biliyorum: “Mümkün olduğu kadar para kazanmak için var gücümüzle çalışmamalı mıyız? Çalışabilirsiniz. Bunu yaparak da Tanrı’ya hizmet edebileceğinizden şüphe duymuyorum. Ama benim dediğim şey, yalnızca daha da varlık sahibi olmak amacıyla yaşamanın, Hristiyanlığa ters düşen bir şey olduğudur. [1]
Ancak yıllar içerisinde, dünyanın bazı en büyük kiliselerinde vaaz edilen mesaj değişti. Hatta artık birçok topluluğa yeni bir müjde öğretiliyor. Bu müjdeye, “söyle ve sahip ol” müjdesi, “konuş ve kavuş” müjdesi, “sağlık ve varlık” müjdesi, “refah müjdesi” ve “pozitif beyan teolojisi” gibi birçok farklı isim verildi.
Hangi isim kullanılırsa kullanılsın, bu yeni müjdenin özü aynıdır. Basitçe söylersek, bu benmerkezci “refah müjdesi”, Tanrı’nın insanların fiziksel olarak sağlıklı, maddi açıdan varlıklı ve kişisel olarak da mutlu olmalarını istediğini öğretmektedir. Refah müjdesinin önde gelen temsilcilerinden Robert Tilton’ın sözlerine bakın: “Herkesin refah içinde olmasının Tanrı’nın isteği olduğuna inanıyorum. Buna inanma sebebim başkalarının hayatında bu müjdenin harikalar yaratmış olması değil, bunu Tanrı’nın Sözü’nde görüyor olmam. Ben gözlerimi insanlara değil, zenginlik getiren bu gücü bana veren Tanrı’ya dikiyorum.” [2] Refah müjdesini öğretenler, takipçilerini maddi bolluk için dua etmeye ve hatta bunu Tanrı’dan talep etmeye teşvik etmektedirler.
REFAH MÜJDESİNİN BEŞ TEOLOJİK HATASI
Yakın zamanda Russell Woodbridge ve ben, refah müjdesinin savunduğu fikirleri ele alan Health, Wealth, and Happiness (Sağlık, Varlık ve Mutluluk) adında bir kitap kaleme aldık. [3] Kitabımız burada özetlenemeyecek kadar kapsamlı. Ancak ben yine de bu makalede, kitabımızda da ele aldığımız üzere, refah müjdesinin hatayla savunduğu beş doktrini incelemek istiyorum. Umut ediyorum ki, okuyucularımız bu hataların farkına vararak, refah müjdesinin tehlikelerini açıkça görebileceklerdir. Burada ele alacağımız doktrinler sırasıyla İbrahim’le yapılan antlaşma, kefaret, bağış yapma, iman ve dua olacak.
1. İbrahim’le yapılan antlaşma, maddi hak sahibi olmak için bir araçtır.
Değineceğimiz ilk hata, refah müjdesinin İbrahim’le yapılan antlaşmayı maddi hak sahibi olmak için bir araç olarak görmesidir.
İbrahim’le yapılan antlaşma (Yar. 12, 15, 17, 22), refah müjdesinin teolojik temellerinden birini oluşturur. Refah teologlarına göre Kutsal Yazılar’ın büyük bir çoğunluğu, İbrahim’le yapılan antlaşmadaki vaatlerin yerine gelişinin bir kaydı niteliğindedir. Bu şekilde düşünmeleri güzel bir şey ama bu antlaşmayla ilgili geleneksel görüşü benimsemiyor olmaları kötü. Antlaşmanın başlangıcıyla ilgili yanlış bir görüşe sahiptirler ve daha da önemlisi, antlaşmanın hayatımıza uygulanışıyla ilgili olan görüşleri de yanlıştır.
Edward Pousson, İbrahim’le yapılan antlaşmanın nasıl uygulamaya geçtiği noktasındaki refah teolojisi görüşünü, şu yazısıyla en iyi şekilde aktarmıştır: “Hristiyanlar, İbrahim’in ruhsal çocukları ve iman bereketlerinin mirasçısıdırlar… İbrahim’den gelen bu miras, öncelikle maddi hak sahipliği olarak yorumlanmaktadır.” [4] Bir başka tabirle, refah müjdesi İbrahim’le yapılan antlaşmanın asıl amacının, Tanrı’nın İbrahim’i maddi olarak bereketlemesi olduğunu öğretmektedir. İmanlılar artık İbrahim’in çocukları oldukları için, onlar da bu finansal bereketleri miras almıştırlar.
Refah müjdecisi Kenneth Copeland şöyle yazmıştır: “Tanrı’nın antlaşması kurulduğuna ve bu refah bu antlaşmanın bir getirisi olduğuna göre, sizler de refahın size ait olduğunu artık anlamalısınız!” [5]
Bu iddiayı desteklemek adına, refah teolojisini öğreten kişiler Galatyalılar 3:14’ü kullanmaktadırlar. Bu ayette, “İbrahim’e sağlanan kutsama Mesih İsa aracılığıyla uluslara sağlansın” ifadesi geçmektedir. Ancak refah öğretmenlerinin bunu kullanırken ayetin şu geri kalan kısmını görmezden gelmeleri çok ilginçtir: “… bizler vaat edilen Ruh’u imanla alalım diye…” Bu ayette Pavlus, Galatyalılar’a bariz bir şekilde kurtuluşun ruhsal bereketlerini hatırlatmaktadır, maddi bereketleri değil.
2. İsa’nın ödediği kefaret, maddi yoksulluk “günahı”nı da kapsar.
Refah müjdesindeki ikinci teolojik hata, benimsedikleri hatalı kefaret görüşüdür.
Teolog Ken Sarles’ın belirttiği üzere “refah müjdesi hem fiziksel sağlığın hem de maddi refahın, Kefaret aracılığıyla sağlandığını iddia eder.” [6] “Hristiyan yaşamının temel prensibi, Tanrı’nın bizim günah, hastalık, üzüntü, yas ve fakirliğimizi, çarmıhta İsa’nın üzerine yüklediğini bilmektir” diyen Kenneth Copeland’ın yorumuna baktığımızda, Ken Sarles’ın doğru bir tespitte bulunduğunu görüyoruz. [7] Kefaretin kapsamını bu şekilde yanlış anlamaları, refah müjdecilerinin yaptığı iki hatadan kaynaklanıyor.
Birincisi, refah teolojisini benimseyenlerin çoğu, Mesih’in yaşamıyla ilgili temelden yanlış görüşlere sahiptirler. Örneğin öğretmen John Avanzini şöyle demiştir: “İsa’nın güzel, büyük bir evi vardı” [8], “İsa büyük miktarda paralarla uğraşıyordu” [9] ve hatta “özel tasarım kıyafetler giyerdi” [10]. Mesih’in yaşamıyla ilgili böylesine çarpık bir görüşe sahip olmanın, aynı şekilde Mesih’in ölümüyle ilgili de çarpık bir görüşe sebep olacağını hepimiz kolayca görebiliriz.
Kefaretle ilgili çarpık bir görüşe sebebiyet veren ikinci hataysa, 2. Korintliler 8:9’un yanlış yorumlanmasıdır. Ayet şöyle der: “Rabbimiz İsa Mesih’in lütfunu bilirsiniz. O’nun yoksulluğuyla siz zengin olasınız diye, zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu.” Üstünkörü bir şekilde okunduğunda, burada Pavlus’un bir maddi bolluk artışından bahsettiği düşünülebilir ama bağlamı göz önünde bulundurarak okunduğunda, Pavlus’un aslında tam tersi bir prensip öğrettiği ortaya çıkıyor. Aslında Pavlus Korintliler’e, Mesih’in çarmıhtaki kefareti aracılığıyla onlar için çok büyük bir şey yapmış olduğunu ve dolayısıyla onların da, Kurtarıcıları’na hizmet yolunda zenginliklerinden vazgeçmeleri gerektiğini öğretiyordu. İşte bu nedenle hemen beş ayet sonra Pavlus, onlara servetlerini ihtiyacı olan kardeşlere vermelerini söylüyor: “Ama eşitlik olsun diye, şimdi elinizdeki fazlalık onların eksiğini tamamladığı gibi, başka zaman onların elindeki fazlalık sizin eksiğinizi tamamlasın” (2. Kor. 8:14).
3. Hristiyanlar, Tanrı’dan karşılığını almak için bağış yaparlar.
Refah müjdesindeki üçüncü hata, Hristiyanların Tanrı’dan karşılığını almak için bağış yapmaları gerektiği fikridir. Refah teologlarının en çok dikkat çeken özelliklerinden birisi, hepsinin bağış yapma konusuna kafayı takmış olmasıdır. Refah müjdesi öğrencileri, sürekli olarak cömert bağışlar yapmaya çağrılırlar ve şu gibi kulağa oldukça iman dolu gelen sözlere maruz kalırlar: “Gerçek refah, Tanrı’nın gücünü insanlığın her alandaki ihtiyacını karşılamak için kullanmaktır” [11] ve “Bizler dünyaya Müjde’yi finanse etmeye çağrıldık.” [12] Bu sözler ilk bakışta takdire değer görünse de, bağış kavramının bu kadar vurgulanmasının arkasındaki amaç yardımseverlik değildir. Bunun arkasındaki itici güç, Robert Tilton’ın “Mükâfat Yasası” olarak nitelendirdiği şeydir. Markos 10:30’a dayandırılarak ortaya atılan bu yasaya göre [13], Hristiyanlar cömert bağışlar yapmalıdırlar çünkü böyle yaptıklarında, Tanrı da onlara karşılığında daha fazlasını verecektir. Bu da, devamlı artan bir refah döngüsü ortaya çıkarır.
Gloria Copeland bu konuda şöyle demiştir: “10 dolar verin, 1,000 dolar alacaksınız; 1,000 dolar verin, 100,000 dolar alacaksınız… Kısacası, Markos 10:30 oldukça iyi bir alışveriştir.” [14] Buradan kesin olarak anlayabiliriz ki, refah müjdesinin bağış öğretisi, yanlış motivasyonlar üzerine kurulmuştur. İsa kendi öğrencilerine, “…hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin” diye öğretirken (Luk. 6:35), refah teologları kendi öğrencilerine büyük bir karşılık almak için vermelerini öğretmektedir.
4. İman, refaha götüren, birey kaynaklı ruhsal bir güçtür.
Refah teolojisindeki dördüncü hata, imanın kişinin kendisinden kaynaklanan ruhsal bir güç olduğu ve refaha götürdüğü öğretisidir. Geleneksel Hristiyanlık, imanı İsa Mesih’e güvenmek olarak görürken, refah teolojisini öğretenler bundan çok daha farklı bir doktrini benimsemektedir. Kenneth Copeland, The Laws of Prosperity (Refahın Yasaları) adlı kitabında şöyle yazar: “İman ruhsal bir kuvvet, ruhsal bir enerji, ruhsal bir güçtür. Ruhsal dünyanın yasalarını harekete geçiren güç de işte bu iman gücüdür… Tanrı’nın Sözü’nde açıklanan refahı kontrol eden birtakım yasalar vardır. Bu yasaları işleme koyan şey imandır.” [15] Açıkça görülmektedir ki, bu yanlış ve hatta sapkın bir iman anlayışıdır.
Refah teolojisine göre, iman Tanrı kaynaklı, Tanrı merkezli olan bir karar değildir. Aksine iman, insandan kaynaklanan ve Tanrı’ya yönlendirilen ruhsal bir güçtür. Doğrusunu söylemek gerekirse, imanı Tanrı’nın önünde aklanmanın tek yolu olarak görmeyip yalnızca bir maddi kazanç kapısı olarak gören her teoloji, hatalı ve eksik olarak değerlendirilmelidir.
5. Dua, Tanrı’yı bize refah vermeye zorlamak için bir araçtır.
Son olarak da refah müjdesi, duayı Tanrı’yı bize refah vermeye zorlamanın bir aracı olarak görür. Refah müjdesi vaizleri sıklıkla şuna vurgu yaparlar: “Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz” (Yak. 4:2). Bu müjdeyi savunanlar, inananları yaşamın her alanında kişisel başarı sahibi olmaları için dua etmeye teşvik ederler. Creflo Dollar şöyle yazıyor: “İstediğimizi çoktan almış olduğumuza inanarak dua ettiğimizde, Tanrı’nın duamızın gerçekleşmesine izin vermekten başka bir seçeneği kalmaz… Bir Hristiyan olarak duanızdan sonuç alabilmenin püf noktası budur.” [16]
Kişisel bereket için dua etmek başlı başına yanlış bir şey değildir ancak refah müjdesi, insanın rolünü gereğinden fazla vurgulamaktadır. Bu vurgudan dolayı da dua, Tanrı’yı imanlılara dilediklerini vermeye zorlayacak bir araca dönüşmektedir.
Refah teolojisinde duanın odak noktası Tanrı değil, insan haline gelmektedir. Nedense refah müjdesini vaaz edenler, Yakup’un dua öğretisinin ikinci kısmını genellikle görmezden gelirler: “Dilediğiniz zaman da dileğinize kavuşamıyorsunuz. Çünkü kötü amaçla, tutkularınız uğruna kullanmak için diliyorsunuz” (Yak. 4:3). Tanrı, O’nu onurlandırmayan bencil isteklere cevap vermez.
Kesinlikle bütün isteklerimizi Tanrı’ya bildirmeliyiz (Flp. 4:6) ancak refah müjdesi insanın isteklerine o kadar odaklanır ki, bu durum insanları Tanrı’yı yüceltmeyen, bencil, sığ ve yüzeysel dualar etmeye yöneltebilir. Dahası, bu öğreti refah teolojisinin iman öğretisiyle birleştiğinde, insanlar kendi isteklerine ulaşabilmek için Tanrı’yı manipüle etmeye kalkışabilir. Elbette bu boş bir çabadır. Bu tür şeylerin, Tanrı’nın isteğinin olması için dua etmekle hiçbir alakası yoktur.
SAHTE BİR MÜJDE
Kutsal Yazılar ışığında görüyoruz ki, refah müjdesi temelden hatalıdır. Esasında refah müjdesi, özellikle Tanrı’yla insan arasındaki ilişkiyi yanlış anladığından dolayı sahte bir müjdedir. Basitçe söylemek gerekirse, eğer refah müjdesi doğruysa, lütuf işe yaramaz bir şeydir, Tanrı gereksizdir ve insan her şeyin ölçütüdür. İbrahim’le yapılan antlaşma, kefaret, bağış yapma, iman veya dua hakkında ne derlerse desinler, refah müjdesini öğreten kişiler Tanrı’yla insan arasındaki ilişkiyi bir çıkar ilişkisine çevirmektedirler. James R. Goff’un ifadesiyle Tanrı, yarattıklarının ihtiyaç ve isteklerini sürekli olarak karşılayan bir “kainattan sorumlu komiye indirgenmektedir.” [17] Bu, Tanrı ve insan ilişkisine dair tamamıyla eksik ve Kutsal Kitap’a uygun olmayan bir görüştür.
- Tom Carter, ed., 2,200 Quotations from the Writings of Charles H. Spurgeon (Grand Rapids: Baker Book House, 1988), 216
- Robert Tilton, God’s Word about Prosperity (Dallas, TX: Word of Faith Publications, 1983), 6.
- David W. Jones and Russell S. Woodbridge, Health, Wealth, and Happiness: Has the Prosperity Gospel Overshadowed the Gospel of Christ? (Grand Rapids: Kregel, 2010).
- Edward Pousson, Spreading the Flame (Grand Rapids: Zondervan, 1992), 158.
- Kenneth Copeland, The Laws of Prosperity (Fort Worth, TX: Kenneth Copeland Publications, 1974), 51.
- Ken L. Sarles, “A Theological Evaluation of the Prosperity Gospel,” Bibliotheca Sacra 143 (Oct.-Dec. 1986): 339.
- Kenneth Copeland, The Troublemaker (Fort Worth, TX: Kenneth Copeland Publications, 1996), 6.
- John Avanzini, “Believer’s Voice of Victory,” program on TBN, 20 January 1991; aktaran Hank Hanegraaff, Christianity in Crisis (Eugene, OR: Harvest House, 1993), 381.
- Idem, “Praise the Lord,” program on TBN, 15 September 1988; aktaran Hanegraaff, 381.
- Avanzini, “Believer’s Voice of Victory.”
- Kenneth Copeland, The Laws of Prosperity, 26.
- Gloria Copeland, God’s Will is Prosperity (Fort Worth, TX: Kenneth Copeland Publications, 1973), 45.
- “Mükâfat Yasası”nın dayandırıldığı diğer ayetlere, Vai. 11:1, 2 Kor. 9:6 ve Gal. 6:7 ayetleri de dahildir.
- Gloria Copeland, God’s Will, 54.
- Kenneth Copeland, The Laws of Prosperity, 19.
- Creflo Dollar, “Prayer: Your Path to Success,” March 2, 2009, http://www.creflodollarministries.org/BibleStudy/Articles.aspx?id=329 (accessed on October 30, 2013).
- James R. Goff, Jr., “The Faith That Claims,” Christianity Today, vol. 34, February 1990, 21.
Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.