Müjdeleme & Müjde

Refah Müjdesine Dayalı Bir Kiliseyi Gösteren Dokuz İşaret

Makaleler
07.28.2021

Bir kilisenin refah müjdesine dayalı olduğunu nasıl anlarsınız?

Mesih’le olan yürüyüşümün ilk dokuz yılı bu tarz bir çevrede geçti. Bu dokuz yılın sonunda da iki yıllık bir teolojik rehabilitasyon süreci oldu. Devamındaki altı yıl boyunca kalabalık bir şehirde pastörlük görevi yapmak üzere beni hazırlayan süreç bu süreçti. Açıkça anladım ki, sağlıklı bir kilisenin dokuz işareti, her kilisenin durumunu anlayabilme açısından iyi bir rehber. Buna refah müjdesini öğreten kiliseler de dahil. 

Anlıyoruz ki refah müjdesine dayalı bir kilise, bu dokuz işaretin tam zıttı olan bir kilisedir.

Şimdi vereceğim bazı örnekler bazı okuyucuların kendileriyle özdeşleştiremeyeceği türden, özel örnekler olabilir. Ancak vereceğim birçok örnek evrensel olarak geçerlidir ve internet, radyo ve televizyondaki vaizler tarafından yayılmaktadır. Refah müjdesi hareketi, mezhepler üstü bir hareket olduğu için, hareketin bu makalede bahsi geçen öğretileri, müjdeci Hristiyanlık içerisindeki herhangi bir mezheple ilişkilendirilmemelidir. 

1. AÇIKLAYICI VAAZ

Refah müjdesine dayalı kiliselerdeki vaazlar, açıklayıcı olmaktan tamamen uzaktır. Bunun yerine vaazların amacı, dinleyenleri maddi olarak bağış yapmaya teşvik etmektir ve bağışın sebebi de karşılığında çok daha fazlasını almaktır. Vaizler, fedakârlıkla verilen ondalıklarla ve sunularla ilgili ayetleri kötüye kullanırlar. Dinleyicilerine, imanlarını “iman tohumu” ekerek aktive etmelerini ve böylece Tanrı’nın geri dönüş yasasını harekete geçireceklerini ve finansal sıçramaya ulaşacaklarını öğretirler.

İmanla bağışın karşılığı olarak Tanrı’nın bolca ödül verdiğini öğretmek için, Eski Antlaşma ayetleri bağlamından koparılarak sıkça kullanılır. Dinleyenleri daha çok vermeye teşvik etmek için sıkça kullanılan kısımlardan biri, Malaki 3:10’dur. Refah müjdesi vaizleri, bu kısımda iki noktaya değinirler. İlk olarak dinleyicilerine, ondalık vermeyerek aslında Tanrı’dan çaldıklarını söylerler. İkinci olarak da dinleyicilerine, Tanrı’nın onlar tarafından daha çok bağışla denenmek istediğini ve ancak bu şekilde onlara daha çok verebileceğini vurgularlar.

Ama Malaki 3:10’u bir de doğru bağlamında düşünün. İsrailliler, kâhinlerini beslemekte kullanılan yiyeceği ondalık olarak ambara vermeyerek, Tanrı’dan çalıyorlardı. Bu nedenle de kâhinler kendi görevlerini bırakıp hayatta kalmak için çiftçilik yapmak zorunda kalıyorlardı (bkz. Neh. 13:10-13). Tanrı da bundan dolayı, itaatkâr bir şekilde vererek kendisini denemeleri için onları yüreklendiriyor.  Eğer itaatkâr bir şekilde verirlerse, geçmişte de yaptığı gibi onları ödüllendirecekti (2. Tar. 31:7-10). Tüm bu metnin ana noktası, İsrail’in yaşamındaki belirli bir tarihsel dönemle ilgilidir. Oysa bunu bir Hristiyan vaazı olarak vaaz etmekse, metnin buyruk ve vaatlerini birebir olarak Hristiyanlara aktarmaktan çok daha fazlasını gerektirir. Evet, Hristiyanları ilgilendiren, daha çok bağış yapmaya ilişkin daha geniş uygulama noktaları vardır ama bunu okuyanların, Eski ve Yeni Antlaşma arasındaki farkları göz önünde bulundurması gerekir. Özellikle de Tanrı’nın İsrail’e olan vaatlerinin doğası ve bu vaatlerin Hristiyanlar için Mesih’te ne şekilde tamamlandığının öncelikle bilinmesi gerekmektedir.

Sağlıklı bir kilise, vaazı Tanrı’nın Sözü’nü halkına iletmek için kullanır. Bu kilise, dinleyenleri Tanrı’nın gerçeğiyle karşı karşıya bırakır ve bu sayede dinleyenlerin inançla dolmasına, teşvik bulmasına, anlayış kazanmasına ve harekete geçmesine öncülük eder. Aynı zamanda her metni Müjde merkezinde değerlendirir ve buradaki amaç da dinleyenlere bir imanlının Tanrı’nın Sözü’ne itaatle yaşayabilmesi için İsa Mesih’in ne kadar merkezi ve gerekli olduğunu göstermektir. Sağlıklı bir kilise, imanlılara kutsal yaşayışın sonucunun maddi kazanç değil, Rab’bi onurlandıran kutsallık olduğunu söyler.

2. KUTSAL KİTAP TEOLOJİSİ

Refah müjdesi teolojisi, insanın Tanrı’yla tanrılığı paylaştığı şeklindeki bir temel hata üzerine kuruludur. Bu görüşe göre bizim sözlerimiz, Tanrı’nın sözleriyle aynı oranda yaratıcı güce sahiptir. Mezmur 82:6, Süleyman’ın Özdeyişleri 18:20-21 ve Romalılar 4:17 ayetleri, bu yalanı desteklemek için kullanılan popüler ayetlerdir. Sıklıkla insanın, Tanrı’nın “küçük harfle yazılışı” olduğunu söylerler. Ayrıca bu insan, onlara göre sözleriyle var ederek, yaratarak ve kaderini kontrol ederek bu tanrılığı sergileme gücüne sahiptir. Hatta ve hatta söylediklerine göre insan, sıkıntıya düşmüş ve kısıtlanmış olan bu Tanrı’ya, insani çıkarlarımıza hizmet etmesi için buyruklarda bulunarak da bu tanrılığı sergilemektedir.

Ancak bu metinlerin hiçbiri refah öğretişini desteklemez. Mezmur 82:6’da mezmur yazarı, Tanrı’ya İsrail ulusunu yönetmekte olan ahlaksız hakimlerle ilgili yakarıyor. Tanrı, bu hata içerisindeki hakimlere doğrudan “ilahlar” olarak sesleniyor çünkü onların aslında O’nun adına ulusları yargıladıkları gerçeğine vurgu yapıyor. Onlar, yargılarının ölçütü olarak Tanrı’nın Sözü’nü kullanmalıydılar. Hemen bir sonraki ayette, Tanrı onlara sonsuz varlıklar olmadıklarını hatırlatıyor. Aksine, onlar doğru bir şekilde yaşamayı ve yargılamayı becerememiş insanlardır sadece. Bu metin, insanı bir yarı tanrı seviyesine koymuyor veya insana mutlak bir yetkiyle hareket edebilmesi için herhangi bir yetki de vermiyor. Bunun yerine, tek gerçek ve diri Tanrı, bu hakimlerin ahlaksız işlerini yargılıyor.

Süleyman’ın Özdeyişleri 18:20-21 bir vaat değil, bir ilkedir ve iki gerçeği ortaya koyar. Birincisi, sözlerimiz kaderimizi belirlemez, yalnızca yüreğimizin durumunu ortaya koyar.  İkincisi de bazen sözlerimiz yüzünden belli sonuçlara katlanmak zorunda kalabiliriz.  Bu metin bizlere yaşam süremizi belirleme gücünü vaat etmiyor veya refah müjdesini öğreten bazı kişilerin söylediği gibi, eğer kendimizi ölümle lanetlersek, Tanrı’nın bizi kurtarmaya gücü olmadığını söylemiyor.

Romalılar 4:17’de Pavlus, Tanrı’nın İbrahim’i akladığını ve henüz bir çocuğu yokken ulusların babası olarak ilan ettiğini öğretir. Bu metnin, imanlıların ağzından çıkan sözlerle yoktan para var etmeleri, iş yerinde zam almaları veya imanlı olmayan sevdiklerini kurtuluşa kavuşturmalarıyla hiçbir alakası yoktur. Hatta bu metin, sözleriyle yaratan tek varlığın Tanrı olduğu gerçeğini savunmaktadır.

Sağlıklı bir kilise, üyelerine Kutsal Yazılar’a dayanan ve bağlamından koparılmayan sağlam öğretiyi sunar. Sağlam öğreti, dinleyiciye Mesih’te büyüyebilmesi için gereken Kutsal Kitap besinlerini sunan sağlıklı öğretiştir (2. Tim. 3:16-17). Bir kilisenin sağlıklı olabilmesi için, o kilisenin Kutsal Kitap’ın tamamını yine kitabın tamamının bağlamını esas alarak öğretmesi ve bütün doktrinsel görüşleri Kutsal Kitap’ın tamamına dayandırarak öğretmesi gerekir. Ayetler bağlamından koparılmamalıdır (1. Tim. 1:5, Tit. 2:1-10, 2. Yuh. 1-6).

3. MÜJDE

Refah müjdesine dayalı birçok kilisede Müjde’nin mesajı, İbrahim’le yapılan antlaşmanın maddi bereketleriyle tanımlanır. Her ne kadar Mesih’in kusursuz yaşamı, ölümü ve dirilişi ilan edilse ve yalnızca Mesih aracılığıyla kurtuluş savunulsa da, birçok refah müjdesi vaizi, bir kişinin imanının göstergesinin İbrahim’e vaat edilen bereketleri alıp almadığı olduğunu söyler (Yar. 12-15).

Bu öğretişin insanları iki sonuçtan birine götürdüğünü gördüm. Eğer bir kişi refah ve sağlığa sahipse, bu durumda kişinin kurtulduğuna hükmediyorlar çünkü bu kişi, İbrahim’e vaat edilenleri yaşamakta. Ancak bu bereketler bir imanlının yaşamında görünmüyorsa, yeterince imanları olmadığı hükmüne varılıyor. Kişi günahtadır. Daha fazla ondalık vermelidir. Belki de İsa Mesih’e yeterince güvenmemiştir ve İbrahim’e vaat edilenleri alabilmek için yeniden doğması gerekmektedir.

Tersine, sağlıklı kiliseler hiçbir utanç duymadan Kutsal Kitap’ın Müjdesi’nin tamamını duyurmaktadırlar. Bu Müjde, Tanrı’nın benzeyişinde yaratıldığımız (Yar. 1:26-27), bir zamanlar O’nunla paydaşlıkta olduğumuz (Yar. 2:7-25) ama ilk babamız Adem’in günahıyla bütün insanlığın kutsal ve doğru olan, bizi yaratan Tanrı’dan ruhsal (Romalılar 5:12) ve fiziksel (Yar. 3:1-19) olarak ayrıldığı gerçeğini içermektedir. İnsanlık günah yüzünden Tanrı’dan ayrıldığı için, günaha kefaret olacak olan ceza, kan dökülmesi ve ölümdür (Lev. 1:3-17). Müjde’nin güzelliği, İsa Mesih’in sonsuzlukta Tanrı olarak var olmasına rağmen (Yuh. 1:1) insan olması (Yuh. 1:14), kusursuz bir şekilde Tanrı’nın yasasına göre kusursuz bir yaşam sürmesi ve ölürken kanını günahkârlar uğruna dökmesidir (Mar. 10:45 ve 2. Pet. 2:24). İsa üç gün boyunca bir mezara yatırıldı (Mat. 27:57-66) ve üçüncü gün mezardan dirildi (Mat. 28:1-8). Şimdiyse insanları Tanrı’yla barışmak ve sonsuz yaşamı almak için günahlarından tövbe etmeye ve kendisine güvenmeye çağırıyor (Yuh. 3:16).

Kutsal Kitap’ın Müjdesi, Hristiyanların İbrahim’e vaat edilenler uyarınca bu hayatta zengin ve refah içinde olacaklarını vaat etmez. Bunun yerine Hristiyanlar, İbrahim’de “bereketlenir”. Bunun anlamı da şu ki, bizler Kutsal Ruh armağanını alırız (Gal. 3:14) ve ayrıca aldığımız sadece toprak değil, gelecek çağdaki bütün yaratılıştır (Rom. 4:13, Vah. 21-22).

4. MESİH’E DÖNME

Refah müjdesini öğreten bir kilisede Mesih’e dönmek (tövbe ve iman), kolay iman ve işlerle kurtuluş gibi zıtlıkların garip bir karışımıdır. Refah müjdesi vaizlerinin, bir günahkârın “günahkârın duası”nı tekrar ettiği anda “kurtulduğunu” öğrettikleri bilinmektedir. Bu basit kurtuluş gerçekleştikten sonra, yeni imanlı kişi kendisini tamamen kilise önderliğine ve kilisenin öğretişine tabi kılar, düzenli olarak ondalık verir, sıkça bağışlar yapar ve kilise hizmetlerine yardımcı olmak için var gücüyle çalışır. Kişi bunları yaptığı sürece kurtuluşunu sürdürür. Ancak bunları yapmayı uzun bir süre için keserse, kurtuluşunu kaybedebilir. Bu öğretişi sürdürmek için pastörlerin psikolojik ve Kutsal Kitap bazlı manipülasyonlar kullandıkları bilinmektedir. Böylece kilise üyelerine, Rab’be hizmet adı altında birçok farklı işleri yaptırırlar. Pastörler, bu hizmetler sayesinde kişinin “lütuftan düşme” olayını yaşamayacağını ve kurtuluşunu kaybetmeyeceğini vaat ederler.

Refah müjdesi takipçileri bazen tükenir ve liderlerine öfkelenirler. Hizmet yöntemlerini sorgular ve kendilerinden talep edilenleri reddetmeye başlarlar. Daha öncesinde ben, pastörlerin üyeleri üzerindeki kontrolü kaybettiklerini anlayıp üyeyi isyanda olmakla, bölücülük yapmakla ve tövbe edip hizmete dönmedikçe kurtuluşu kaybetme yolunda olmakla suçladıklarına şahit oldum. Bu gibi durumlarda, kişinin yaptıklarının sonuçlarını kanıtlamak ve böylece diğerlerinin kişiyi takip etmekten vazgeçirmek amacıyla 1. Samuel 15:23 kullanılıyordu. Ancak bu ayet Kral Saul’un Tanrı’nın bir buyruğuna doğrudan bir itaatsizliğinden bahseder, içten bir imanlının Kutsal Kitap’a uymayan bir öğretişi veya kilise uygulamasını sorgulamasından değil.

Sağlıklı bir kilise, Mesih’e dönme kavramını Kutsal Kitap’a dayalı bir şekilde ve sevgiyle öğretir. Kutsal Kitap’ta Mesih’e dönmenin, doğru Müjde’nin vaaz edilmesi (Rom. 1:16-17, 10:9-17), günahkâr kişinin günahlarından tövbe etmesi ve İsa Mesih’e güvenmesiyle olacağını okuruz (Elç. 3:19; Rom. 3:21-26). Mesih’e dönme, Tanrı olan Kutsal Ruh’un ölü olan günahkârı Mesih’te diriltmesidir (Yuh. 3:3-8; Ef. 2:1-10). Kutsal Kitap’a dayalı Mesih’e dönme, basitçe bir duayı tekrar etmek ve kurtuluşu kaybetme korkusuyla tükenene kadar hizmet etmek değildir.

5. MÜJDELEME

Refah müjdesine dayalı kiliseler sıklıkla müjdelemenin, belirtiler ve harikalarla birlikte yapılması gerektiğini öğretirler. Bu iki unsur birleştiğinde, günahkârların tövbe edip İsa’ya iman edecekleri söylenir. Müjdeleme öncesi yapılan dua zamanlarında, insanların Kutsal Ruh’un doğa üstü işleyişini Markos 16:15-16’daki gibi fiziksel kanıtlarla görmedikleri sürece iman etmeyeceğini söyleyen insanlar gördüm.

Bu metnin orijinal ve en eski kaynaklarda mevcut olup olmadığı tartışmalı olduğu için, yalnızca bu metnin üzerine bir doktrin kurmak bilgece olmayacaktır. Dahası, insanlara müjdelemeyi etkin bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için belirtiler ve harikalar sergilemelerini buyurmak tehlikeli ve manipülatiftir.

Kutsal Kitap’a dayalı müjdeleme, Müjde’yi ilan etmek ve günahkârları tövbeye çağırmaktır. Müjde’nin daha etkili olmak için sizin güncellemelerinize, sağına soluna yeni şeyler takıştırmanıza ihtiyacı yoktur (1. Kor. 15:1-4). Kutsal Kitap, vaaz edilen Müjde’nin günahkârların kurtuluşu için güçlü olduğunu açıkça aktarır (Rom. 1:16, 10:17).

6. KİLİSE ÜYELİĞİ

Refah müjdesine dayalı kiliseler sıklıkla kilise üyeliğini, kiliseye düzenli katılmakla, ondalık vermekle ve hizmet etmekle eşit tutar. Resmi bir adanma olup olmaması önemli görülmez. İnsanlar sıklıkla yeterince hizmet ettikleri düşünülerek, üyeliğe “terfi” ettirilirler. Bir keresinde kiliseye yirmi yıldır katılan birinin, üyeliğin bütün getirdiklerine sahip olduğunu ama hiçbir zaman resmi olarak kilise üyeliğine girmediğini gördüğümü hatırlıyorum. Zaten ondalık verdikleri ve her hafta hizmet ettikleri için gerek görmüyorlardı. Bu gibi durumlarda insanların açıkça günah içinde yaşamalarına rağmen, kilise disiplini altına alınmadıklarına tanıklık ettim.

Sağlıklı bir kilise, kilise üyeliğini imanlılar için hem bir bereket hem de bir buyruk olarak sunmalıdır. Buradaki bereket, kilisenin kişinin imanını onaylaması ve kişiyi sevgiyle ruhça geliştirmesidir (Ef. 4:11-16). Buyruk da, İsa’nın Hristiyanlardan O’nun yetkisine tabi olmalarını, bunu da kilisenin yetkisine tabi olarak yapmalarını istemesidir. Kafanıza estiğinde çıkabiliyorsanız, aslında bedenin gerçek bir üyesi değilsinizdir.

7. KİLİSE DİSİPLİNİ

Refah müjdesine dayalı kiliselerde, kilise disiplininin iki farklı uçtan birine yöneldiğine tanıklık ettim.  Birincisi, resmi olmayan bir şekilde, Kutsal Kitap’ın kilise disiplini sürecini izlemeden kişiyi kiliseden uzaklaştırmaktı (örn. Mat. 18:15-17; 1. Kor. 5:1-13; 2. Kor. 2:6; 2. Sel. 3:6-15). Günah içerisinde olduğu söylenen kişiler kenara çekilip gizlice “paydaşlıktan çıkarılmış” ve bu konu ancak daha sonra insanlara bildirilmiş ama bu bildiri de kimsenin o kişiyle bu isyanından dolayı görüşmemesini söylemek için olmuştu.

İkinci uçsa bir önderin ya diğer bir önderin, ya sevdiği bir üyenin ya da bazen de her ikisinin de günahını görmezden gelmesiydi. Bu yaklaşıma başvurulduğunda önderler, kişinin tövbe etmediği ve alışkanlık haline getirdiği günahı bilerek ve isteyerek görmezden gelirler ve uğraşmak istemezler. Ne yazık ki bir üye diğer bir üyenin günahından liderlere bahsettiğinde, liderlerin şunları dediğini gördüm: “Tanrı affeder ve sevgi birçok günahı örter”, “Onları yalnızca Tanrı yargılayabilir.” Konu günah içerisindeki önderlerin hizmet etmeye devam etmesine geldiğindeyse, “Tanrı’nın armağanları ve çağrısı geri alınamaz” diyorlardı. Bu, Romalılar 11:29’un çarpıtılmasıdır. Refah müjdesini öğretenler, topluluktaki üyelerden gelen soruların üstünü örtmek için sıklıkla 1. Tarihler 16:22’yi kullanırlar (“Meshettiklerime dokunmayın, peygamberlerime kötülük etmeyin!”). Bazen refah müjdesine dayalı kiliseler 1. Timoteos 5:17-20’yi uygulayacakları yerde, bir önderi bir “Şabat dönemi” için uzağa göndererek önderin günahını örterler.

Sağlıklı kiliseler, Tanrı’nın saf, temiz ve kutsal bir kiliseye yönelik isteğini tamamen benimserler. İnsanlara Mesih’e benzerlikte büyümeleri için yardım ederken, dünyada birer yıldız gibi parlarlar (Ef. 4:11-32; Flp. 2:1-18). Sağlıklı kiliseler, liderlerin ayartmalardan, yanlış kararlardan ve günahtan muaf olmadıklarını anlarlar. Sağlıklı kiliseler bu nedenle Kutsal Kitap’taki kilise disiplinini öğretir ve izlerler. Bu disipline, liderlere uygulanacak olan disiplin de dahildir (1. Tim. 5:17-20).

8. ÖĞRENCİ YETİŞTİRME

Refah müjdesine dayalı kiliselerde öğrenci yetiştirme, genellikle bir pastörle veya seçkin bir başka önderle karşılıklı bir bağımlılık ilişkisine girmek anlamına gelir. Öğrenci yetiştirmede giriş seviyesi, “silah taşıyıcısı” olarak bilinir. Silah taşıyıcısı, Kutsal Yazılar’da bir liderin silahlarını taşıyan ve koruyan kişiye denir (1. Sam. 14:6-7 ve 2. Sam. 18:15). Ancak refah müjdesine dayalı kiliselerde silah taşıyıcılığı, gayri resmi kilise görevi haline gelmiştir. Tanrı’yla olan yürüyüşlerinde gelişmek isteyen yeni imanlılar bir mangaya yerleştirilir. Bu manga, pastörün veya kilise önderinin duygusal, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarına hizmet etmek için eğitilir. Pastörler silah taşıyıcılarına, kendisinin Kutsal Kitabı’nı taşımaktan faturalarını ödemeye kadar farklı birçok şeyi “hizmet” adı altında görev olarak verirler. Eski silah taşıyıcılarına danışmanlıkta bulunduğum bazı uç örneklerde, bu kişilere pastöre vaaz sonrası masaj yapma ve hatta bazı cinsel hizmetlerde bulunma görevleri bile verilmişti.

Eğer bir silah taşıyıcısı, görevinde yeterince uzun süre kalırsa, o zaman artık yeni bir unvana terfi edebilir. Vaaz vermesine izin verilir ve hatta önderliğe bile atanabilir. Pastörler bunu çoğunlukla kendi hizmetini güçlendirmek için yapar çünkü bu atanmış adamlar (bazen de kadınlar), yan sıralarda oturup pastörü vaaz verirken alkışlayıp desteklerler. Atanmış bir sürü adamı onlarca yıl dizinin dibinde oturtup bununla övünen pastörler tanıdım. Bu atanmış kişilerin başka kiliseler kurmak, ölmekte olan bir kiliseyi canlandırmak veya ülke dışında hizmet etmek amacıyla görevlendirildikleri nadirdir. Üzülerek hatırlıyorum ki, bir keresinde danışmanlık yaptığım bir kişi, on beş yıldır atanmış bir önder olmasına rağmen, başındaki pastörün kendisine bir kere bile ihtiyar olmak için gereken Kutsal Kitap’a dayalı nitelikleri anlatmadığını söylemişti.

Sağlıklı bir kilise, kendi insanlarını İsa’ya daha çok bağımlı olmaları için yetiştirir, bir pastöre veya kilise önderine bağımlı olmaları için değil. İmanlılar İsa’yı tanımakta ilerleyerek (2. Pet. 3:18) ve Kutsal Ruh’un gücüyle O’nu örnek alarak imanda gelişirler (1. Kor. 4:16, 11:1; Ef. 5:1). Kutsal Kitap’a bağlı olan öğrenciler, Kutsal Kitap’a bağlı öğrenciler yetiştirirler, kendilerine bağımlı olan öğrenciler değil (2. Tim. 2:2; Tit. 2:1-8).

9. KİLİSE ÖNDERLİĞİ

Refah müjdesi vaizleri, üyeleri tarafından bitmek bilmez destek görürler çünkü üyeler, yaşam enerjilerini pastörden almaktadırlar. Pastörün sahnesi veya banka hesabı büyüyorsa, topluluğun üyeleri de kendi varlıkları büyüyormuşçasına bunu kutlarlar. Bazı topluluklar, belki Tanrı’nın bereketi kendilerine de damlar diye, pastörlerinin en yeni ve en iyi aracı kullanmasını, marka ve pahalı kıyafetler giymesini ve büyük bir evde yaşamasını isterler. Biri bana bir keresinde şöyle demişti: “Eğer pastörüm varlık içinde yaşıyorsa, benim ve ailemin varlık içinde yaşamasının da yolunu düzlüyor demektir.”

Birçok durumda pastör, topluluk için Tanrı’nın sesi olarak nitelendirilir ve bu nedenle sorgulanamaz bir yetkisi vardır. Kilise önderliğinin yapısı CEO’luktan krallığa kadar çeşitli şekillerde olabilir. Birçok kez insanların Kutsal Kitap’a dayalı nitelikleri nedeniyle değil, kendi meslekleri veya pastöre olan yakınlıkları nedeniyle pastör ya da ihtiyar olarak atandıklarına şahit oldum.

Sağlıklı bir kilise, Kutsal Kitap’taki nitelikleri taşıyan önderleri savunur. 1. Timoteos 3:1-7 ve Titus 1:5-9, Tanrı’nın kilisesini yönetecek adamlar için gereken şartları açıkça ortaya koyan ayetlerdir. Bu nitelikler kişinin karakterini vurgular, mesleklerini veya pastörle olan arkadaşlıklarını değil. İhtiyarlar sürüyü gütmeli, onları sağlıklı doktrinle beslemeli, alçakgönüllü bir şekilde liderlik etmeli ve onları sahte öğretmenlere karşı korumalıdırlar. 

ÇOBANSIZ KUZULAR

Burada bahsettiğim öğretişlerin bazılarına veya tamamına maruz kalmakta olanlar için, yüreğimde son bulmaz bir üzüntü duyuyorum. Bu insanlar İsa’nın merhamet ettiği ama çobansız olan yorgun, dağılmış kuzular gibidirler (Mat. 9:36). İsa’nın zamanında da kıymetli kuzular liderleri tarafından kötüye kullanılıyor, yıpranıyor ve eziyet görüyorlardı. Çaresizdiler çünkü onlara bunları yapan kendi dini liderleriydi. İsa buna karşılık kendi öğrencilerine, ürünü toplamak üzere işçi göndermesi için ürünün sahibi Rab’be dua etmelerini söylemişti.

Yorgun ve dağılmış olan kuzular için bugün benim de paylaştığım bu üzüntü, beni iki şey yapmaya yönlendiriyor: Rab’be bu dağılmış kuzuların peşinden gidecek ve onlara hizmet edecek daha çok işçi göndermesi için dua etmek ve bulunduğum şehirdeki kuzulara ulaşabilmek için sağlıklı bir kilise yönetmek. Dua ediyorum ki, bu makale dünya genelindeki şehirlere hizmet eden sağlıklı kiliseler görebilmek adına yüreğinizde bir ateş yakmış olsun.


Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.