Birlikte Yaşam
Öğrenci Yetiştirmek, Hristiyanlığın Olağan Bir Parçasıdır
Bir Hristiyan olarak işiniz nedir? Eğer Tanrı, Hristiyan yaşamıyla ilgili bir iş tanımı vermiş olsaydı, bu tanım nasıl olurdu?
Hristiyan’ın işinin merkezinde, öğrenci yetiştirme görevi yatar. Bunu İsa’nın göğe çıkmadan önceki sözlerinde açıkça görebiliyoruz:
İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” (Mat. 28:18-20).
Öğrenci yetiştirmek ne anlama gelir? İsa öğrencisi, İsa’dan öğrenen ve O’nu izleyen kişidir. Bizler öğrenci yetiştirirken, İsa’yı izlemeyen bir kişinin O’nu izlemeye başladığından emin olmaya çalışır (tövbe ve imanla Mesih’e dönme) ve sonrasında onlara yaşamlarının her bir alanında İsa’yı nasıl sadakatle izleyeceklerini öğretiriz (olgunlaşma).
Birçok Hristiyan bunu duyar ve konuyu derhal idealizm adı altında rafa kaldırır. “Tabii ki de insanları öğrenci olarak yetiştirmek isterim ama cidden yapamıyorum.” Bu insanlar, öğrenci yetiştirme işinin kendilerini aşacağını düşünürler. Peki bu doğru mudur? Öğrenci yetiştirme, yalnızca pastörler, ihtiyarlar ve “olgun” olanlar için midir? Yoksa herkes için mi?
Benim anlatmaya çalıştığım esas nokta şu: öğrenci yetiştirmek, Hristiyanlığın olağan bir parçasıdır. Hristiyanlığın temelinde yatan şeylerden biridir. Tıpkı sayıları ve alfabeyi öğrenmek gibi doğal bir şeydir ve Hristiyan yaşamında öğrenci yetiştirmenin dokunmadığı bir alan yok gibidir. Hristiyanlık imanlılardan oluşan bir topluluk olduğu için, öğrenci yetiştiren bir inançtır.
Öğrenci yetiştirmeden bahsedilirken, binbir çeşit bakış açısıyla karşılaşabilirsiniz. Bazı kişiler birlikte kitap okumanın, kahve içmenin, yemek yemenin, spor yapmanın ve buna benzer şeylerin gerekli olduğu konusunda ısrarcıdır. Bunların hepsi öğrenci yetiştirme sürecinde bize yardımcı olabilir ama hiçbiri, öğrenci yetiştirmenin bir şartı veya özü değildir. İsa, bize takip etmemiz gereken belirli bir program vermedi. Bize sadece kendi örneğini ve bu örneğe uymamız için de geniş bir buyruk bıraktı. Sonuç olarak da bizler, öğrenci yetiştirme konusunda hem büyük bir özgürlüğe ve hem de büyük bir yüke (sorumluluğa) sahibiz.
Peki öğrenci yetiştirme uygulamada nasıl görünüyor? İsa bizlere öğrenciler yetiştirmemizi buyurduğunda, aslında bize yaşamlarımızı başkalarının (imanlı olan ve olmayanların) da görebileceği şekilde, O’na itaat ederek yaşamamızı söylemiştir. Bu şekilde yaşamanın amacı, diğerlerine Mesih’in değerini ve gücünü göstermektir. Kısacası, öğrenci yetiştirirken insanlara Hristiyan yaşamını nasıl yaşadığımızı gösteririz.
Size birkaç örnek vereyim:
Öğrenci yetiştirme, bir erkek evlenmek istediğinde ama sürece dair tam olarak bir planı olmadığında gerçekleşir. Bu adam, bir kardeşten ona yol göstermesini ve yardımcı olmasını ister. Bu kardeş de adamı bir yemeğe götürür ve adama Kutsal Kitap’a dayalı ve uygulamada faydalı olan bazı noktaları etraflıca anlatır. Bu kardeş daha sonra kendisini bu adam için dua etmeye, sorularını cevaplandırmaya ve süreçle ilgili konuşabilmek için düzenli olarak buluşmaya adar.
Öğrenci yetiştirme, iki küçük çocuğu olan bir annenin kiliseye uğrayıp bir başka kız kardeşten ödünç aldığı bir şeyi geri verdiğinde gerçekleşir. Bu sırada anne, kilisedeki kardeşe kendisini ne kadar yorgun hissettiğini ve bir anne olarak kendisini yeterli görmediğini anlatır. Diğer kadın onu dinler, ona Kutsal Yazılar’ı hatırlatır, onun için dua eder ve sonrasında da Müjde aracılığıyla ona teşvik ve destek olmaya devam eder.
Öğrenci yetiştirme, fazlasıyla açık giyinen bir kadın gören baba, genç oğullarına gördükleri bu şeyin güzellik olmadığını öğrettiğinde gerçekleşir. Baba onlara güzelliğin Tanrı’nın karakteri ve isteği açısından ne olduğunu açıklar. Onlarla Tanrı’nın hoşnut olduğu güzelliği anlatmaya, göstermeye ve vurgulamaya devam eder (1. Pet. 3:3-4).
Öğrenci yetiştirme, bir kardeş başka bir kardeşin işinin peşinde koşturduğu sırada kendi ailesini ve hizmetini ihmal ettiğini görüp onu uyardığında gerçekleşir. Kardeşine gerçek ve kalıcı olan hazinenin ve işle ilgili doğru bakış açısının ne olduğunu hatırlatır ve ona destek olur.
Öğrenci yetiştirme, bir anne parkta çocuklarıylayken gerçekleşir. Çocuklar bir noktada söz dinlememeye başlarlar ve anne sabırla, lütufla ve bağlılıkla onları terbiye eder. Etrafında onu izleyen birçok göz vardır. Bunu gören hem imanlı hem de imanlı olmayan kadınlar bundan etkilenirler. Sohbetler başlar ve kısa zaman içerisinde Ruh’un meyveleri, Mesih’in eşsiz değerini gösterir.
Öğrenci yetiştirme, çocuklarına evde eğitim veren bir anne bulduğu boş zamanlarda arkadaş edinmek ve onlarla Müjde’yi paylaşma fırsatı yakalamak için aynı kafeye gitmeye devam ettiğinde gerçekleşir.
Öğrenci yetiştirme, bekar bir kadın bir başka bekar kadının bekar olmaktan duyduğu hoşnutsuzluğu fark ettiğinde gerçekleşir. Bunu diğer kadının yanında olmak ve onu Müjde’nin iyiliğiyle teşvik etmek için bir sebep olarak görür.
Bunlar her gün sıradan bir şekilde meydana gelen olaylardır. Hatta ben bu örnekleri kendi kilise ailemizdeki insanların gündelik yaşamlarından aldım. Kiliseyi olgunlaştıran ve ruhsal bir çöküşe karşı onu koruyan şey işte bu sıradan işlerdir.
“Gün bugündür” denildikçe birbirinizi her gün yüreklendirin. Öyle ki, hiçbirinizin yüreği günahın aldatıcılığıyla nasırlaşmasın. Çünkü Mesih’e ortak olduk. Yalnız başlangıçtaki güvenimizi gevşemeden sonuna dek sürdürmeliyiz. (İbr. 3:13–14)
Öğrenci yetiştirme, imanlılar için sıradan bir iş olmalıdır. Hristiyanlığın öğrenci yetiştirmekten çok daha fazlası olduğunu söyleyebilirsiniz ama kesinlikle daha azı değildir. Bizler diğer kardeşlerimizden sorumluyuz. Bu bizim iş tanımımızda vardır.
Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.