Üyelik & Disiplin
Düzenli Kilise Katılımı Üzerine Örnek Bir Demeç
Editörün notu: Aşağıdaki yazı, Alexandria, VA’daki Del Ray Baptist Kilisesi’nin ihtiyarlarına ait bir demeçtir. Yakın zamanda topluluklarının, kiliselerinin yaşamını etkileyen önemli Kutsal Kitap konuları hakkında daha derin ve iyi bir şekilde düşünmelerine yardımcı olmak amacıyla “Çoban Çalışmaları” denen çalışmaları yayımlamaya başladılar. Bu ilk demeç, haftalık ibadet hizmetine düzenli olarak katılmanın ne anlama geldiğine ilişkin bir beklenti ortaya koymak için hazırlanmıştır. Bu bağlayıcı bir belge değil, bundan ziyade, kiliselerinin birlikte nasıl yaşamaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir çalışmadır.
Yeni Antlaşma’da görülen kilise modelinde, imanlılar haftanın ilk gününde Rab’be ibadet ve hizmet etmek için bir araya gelmekte ve O’nun ölümünü anmak üzere Rab’bin Sofrası’na düzenli olarak bir arada oturmaktadırlar (1. Kor. 11; 1. Kor. 16:2; İbr. 10:24-26). Bu yerleşik modelle tutarlı olarak, Del Ray Baptist Kilisesi (DRBC) üyeleri gönüllü olarak kendilerini kilisedeki hizmetlere düzenli olarak katılmaya adarlar. Bu hem kilise antlaşmasında hem de DRBC tüzüklerinde açıkça belirtilen bir sorumluluk ve ayrıcalıktır. Kiliseye sadık bir şekilde katılmak, kişiye kurtuluşu kazandırmaz veya bu başkaları üzerinde ya da insanlara karşı bir tür ruhsal büyüklük ölçüsü olarak kullanılamaz. Ancak Müjde’ye, kilise topluluğunun iyiliğine ve ruhsal sağlığa artan ölçüdeki bir bağlılığı yansıtmaktadır.
Bu bağlılık, üyelerin pazar günü kilisede ibadet ve hizmet etmek için ellerinden geleni yapacakları anlamına gelmektedir. Ayrıca bu, üyelerin bu ayrıcalıkta birbirlerini teşvik edeceği ve üyeliğe olan bağlılıklarının bir parçası olarak ruhsal anlamda hesap verme sorumluluğunu normal görmeleri ve hoş karşılamaları gerektiği anlamına gelmektedir. Elbette, bazı üyelerin zorunlu askerlik, eğitim veya uzun süreli hastalıklar gibi kaçınılmaz sebeplerle bu sorumlulukları yerine getiremediklerini kabul ediyoruz. Bununla birlikte, bu koşullar dışında hizmetlerimize ve toplantılarımıza düzenli olarak katılmayı ihmal eden her üyenin, kilise antlaşmamız ve kilise tüzüğümüzün 3.3.1 bölümü de dahil olmak üzere, Kutsal Yazıları ve DRBC’nin üyelik yükümlülüklerini göz ardı ettiğini düşünüyoruz. [1]
Sadık bir şekilde katılım göstermek Mesih’i onurlandırır ve Kilisesi’ni güçlendirir. Katılmamak da tam tersini yapar. Katılım göstermemek, O’nun adının hafife alınmasıdır ve hem birçok yönden hem de birçok nedenden Kilisesi’ne zarar verir. [2]
- Sadık bir şekilde katılanlar, Müjde’nin gücünü gösterip müjdelemeye destek olurken, katılmayanlar müjdelemeyi zorlaştırır.
İsa şöyle dedi: “Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır” (Yuh. 13:35). İsa kendi öğrencilerinin bir olması için dua etti, öyle ki, dünya Baba’nın Oğul’u dünyaya gönderdiğine iman etsin. (Yuh. 17:20-21). Dünyanın sevgimizi ve birliğimizi görmesi için düzenli olarak bir araya gelmeliyiz. Yerel kilise tarafından bir “üye” sıfatı verilerek onaylanan, Mesih’in adını taşıyan ama yine de imanlıların antlaşma topluluğundan uzak yaşamayı seçen her kişi, aslında kimlik hırsızlığı yapıyordur. İsa’nın adını almış ama dürüst bir şekilde O’nun bedeni olan yerel kiliseyle özdeşleşmemişlerdir. Hesap verme sorumluluğundan uzak olarak yaşamak, diğer Hristiyanlar için müjdeleme yapmayı zorlaştırır çünkü bu kişiler çoğu zaman Hristiyanlar gibi yaşamıyorlardır.
- Sadık bir şekilde katılanlar, yeni imanlıların gözünde Mesih merkezli yaşamlar ortaya koyarken, katılmayanlar onların kafalarını karıştırır.
Yeni imanlıların iyi modellere ihtiyaçları vardır (Elç. 18:24-26; 1. Kor. 11:1; Tit. 2:2-6). Kendilerine öğretilen doktrin, kiliseye gelmeyen kişilerde gördükleri şeylerle uyuşmadığında kafaları karışır. Birinin “Hristiyan” olabileceğine ve yine de Mesih’in bedeniyle çok az bir ilişkiye sahip olabileceğine ya da hiçbir ilişkiye sahip olmayabileceğine inandırılmaktadırlar. Katılmayan kişiler, sadece tersine tanıklık veren kişiler değil (bir önceki noktaya bakın), aynı zamanda da tersine örnek olan kişilerdir. Tanrı’nın evlatlık çocukları olduklarını iddia etmelerine rağmen, Kutsal Yazılar’ın sayısız metinlerini göz ardı edip onlara itaatsizlik eder ve Tanrı’nın karakterini en basit şekillerde bile yansıtmakta başarısız olurlar.
- Sadık bir şekilde katılanlar, düzenli olarak katılan diğer kişileri teşvik ederken, katılmayanlar onların cesaretini kırar.
Düzenli olarak toplanmanın nedenlerinden biri kişisel teşviktir. “Birbirimizi sevgi ve iyi işler için nasıl gayrete getirebileceğimizi düşünelim. Bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim” (İbr. 10:24-25). Bir kilise, katılım göstermeyen kişilerin üye olarak kalmalarına izin verdiğinde, üyelik kavramının içini boşaltır ve bu da sadık üyelere zarar verir ve onların teşviklerini kırar.
- Sadık bir şekilde katılanlar, gerçeğe bağlılıklarıyla önderlerini rahatlatırken, katılmayanlar onları endişelendirir.
İbraniler 13:17 şöyle der: “Önderlerinizin sözünü dinleyin, onlara bağlı kalın. Çünkü onlar canlarınız için hesap verecek kişiler olarak sizi kollarlar.” Bu ayet ışığında, sadık bir pastör veya ihtiyar, sürüsünün her üyesinin ruhsal durumundan sorumlu hissetmelidir. Gece geç saatlerde eve henüz gelmemiş olan oğlu hakkında endişe duyan bir baba gibi, iyi bir çoban tüm koyunlarının hesabını vermeden rahat bulamaz. Kiliseye katılmayanlar bu çobanlık görevini neredeyse imkânsız kılmaktadırlar.
- Sadık bir şekilde katılanlar, diğer üyeleri Tanrı’nın Sözü’ne göre yüreklendirecek, yola getirecek ve teşvik edecek bir konumdayken, katılmayanların durumu böyle değildir.
Kilisedeki eksikliklerinden dolayı, katılım göstermeyen kişiler muhtemelen diğer üye kardeşlerinin ne zaman veya nasıl bir günah veya acı içerisinde olduklarını da bilemezler. Öte yandan, üyeler kiliseye katıldıklarında ve toplulukla iletişim halinde olduklarında, tıpkı Rab’bin Elçi Pavlus aracılığıyla söylediği gibi, birbirleriyle sevgi içerisinde gerçeği konuşabilirler: “Tersine, sevgiyle gerçeğe uyarak bedenin başı olan Mesih’e doğru her yönden büyüyeceğiz. O’nun önderliğinde bütün beden, her eklemin yardımıyla kenetlenip kaynaşmış olarak her üyesinin düzenli işleyişiyle büyüyüp sevgide gelişiyor” (Ef. 4:15-16).
- Sadık bir şekilde katılanlar kurtuluşta gittikçe büyürken, katılmayanlar büyümezler.
“Yeni doğmuş bebekler gibi, hilesiz sütü andıran Tanrı sözünü özleyin ki, bununla beslenip büyüyerek kurtuluşa erişesiniz” (1. Pet. 2:2). Tanrı, Hristiyanların imanda büyümeleri için bazı özel araçlar atamıştır ve dolayısıyla da bu araçları ihmal etmek, ruhsal sağlığın ve büyümenin önünü tıkayacaktır. Tanrı Sözü’nün vaaz edildiğini duymak, Tanrı Sözü’nü toplu ibadette ilahilerle söylemek ve Tanrı’nın Sözü’ne göre Mesih’in bedenine hizmet etmek, kutsallaştırılmamız için bizlere verilen bereketlere yalnızca birkaç örnektir. Bunlara en başta sadık bir şekilde kilisede toplananlar ulaşabilir.
- Sadık bir şekilde katılanlar imanda güçlü durmaları için destek bulurken, katılmayanlar ruhlarını tehlikeye atarlar.
Yalnızca lütufla ve yalnızca Mesih’e iman aracılığıyla kurtarıldığımız doğru olsa da, Tanrı’nın imanda güçlü durmamız için yerel kiliseyi kullandığı da doğrudur. İbraniler kitabında, Tanrı’nın bizi imandan dönmekten korumasının başlıca yollarından birinin, diğer imanlıların ruhsal olarak güçlendirilmesi olduğunu görüyoruz (İbr. 3:12-14; 10:19-31, 12:25-13:17). Önceki bütün noktalarda açıkça belirtildiği gibi, günahla savaşmamıza ve İsa’yı takip etmemize yardımcı olacak diğer imanlılara ihtiyacımız vardır. Bunun anlamı, kiliseye katılımınız size kurtuluşu kazandırmasa da, Tanrı’nın imanda güçlü durmanıza ve Mesih’te önümüze serilmiş olan o son huzur diyarına girmenize yardımcı olmak için kullandığı bir şey olduğudur (İbr. 4:6-16).
Bu kaygılar ağırlıklı olarak DRBC ihtiyarlarının omuzlarında olsa da, tüm topluluğun da bu kaygıları taşıması gerekmektedir. Tanrı tarafından birbirimizi sevmeye çağrıldık ve Rab’be ve birbirimize olan bağlılığımızı yerine getirdiğimizden emin olarak birbirimizle ilgilenmek üzere Kutsal Yazılar tarafından görevlendirildik (Gal. 6:1-2; 1. Sel. 5:11; İbr. 3:12-13). Bunu yapıyoruz çünkü Tanrı’nın lütfuyla, Rab’bin onuruna ve birbirimizin canlarının esenliğine derinden önem veriyoruz.
Tüm bu nedenlerden dolayı, bir üye düzenli olarak kiliseye katılmadığında boş duramayız (1. Pet. 5:1-3). Bu durumlarda, ihtiyarlar toplulukla birlikte üyenin statüsünü değerlendirecek ve gerekirse, kişileri ibadetlere katılmaya teşvik edeceklerdir. Eğer üye, ihtiyarların sorgulamalarına cevap vermezse veya neden katılmadığına ilişkin geçerli bir açıklama yapmazsa, DRBC yönetim belgelerinde de yazdığı üzere, Rab İsa’nın buyruğunu takip edecek ve kilise disiplinini uygulayarak üyenin ismini üyelik listesinden çıkarılmak üzere topluluğa sunacağız (Mat. 18:15-18).
İmza,
DRBC İhtiyarları
- DRBC tüzüklerinin dili, yukarıda listelenen Kutsal Yazı buyruklarının üzerine kurulmuştur ve bir kilise olarak anlamlı kilise üyeliğini uygulama şeklimizin temelini oluşturur. Bu hususta, Bölüm 3.3.1 şöyle der: “Üyelik antlaşmasında sayılan görevler doğrultusunda, her üye düzenli bir şekilde Rab’bin Günü’ne katılarak; sadık bir şekilde vaftiz ve Rab’bin Sofrası törenlerini yerine getirerek; kilisenin disiplinine ve öğretisine itaat ederek ve tüm konuların topluluğun oylamasına sunulduğu üyelik toplantılarına katılıp oy kullanarak, kilisenin hizmetine ve yaşamına katılma ve katkıda bulunma ayrıcalığına sahiptir ve bu kendisinden beklenmektedir.” Del Ray Baptist Kilisesi Tüzükleri, Bölüm 3.3.1 (Üyelerin Görev ve Ayrıcalıkları) (11 Ağustos 2013).
- Birçok yazar ve pastör, kiliseye katılmamanın Kutsal Yazılar temelinde ne gibi tehlikeler teşkil ettiğini ele almıştır ancak bunlar arasında en kısa ve en öz olan materyallerden bazıları, Mark Dever ve Matt Schmucker tarafından üretilmiştir. Nitekim bu pastörlerin yazılı eserleri, bu demecin hazırlanmasına da katkı sağlamıştır. Örnek materyaller için bkz. Mark Dever, “A Biblical Understanding of Church Membership”, 9 Marks of a Healthy Church içerisinde (Wheaton, IL: Crossway, 2004), s. 147-166; Matt Schmucker, Why Should Churches Discipline Members Who Consistently Do Not Attend? (9Marks, 2010).
Bu kaynağın ortaya çıkışı, Karanlıktan Işığa Yayınları’yla yapılan iş birliği aracılığıyla mümkün olmuştur. Daha fazla Müjde merkezli kaynak için, sitelerini buradan ziyaret edebilirsiniz.